13
Haz

0
Yönetici Koçluğu, Kariyer Koçluğu

Ruh Sancağı

Eski Türk ve Moğol savaşçılar gittikleri yerlerde gördükleri güzel şeyleri toplarlardı. İnişli yokuşlu bozkırlarda, dağlarda tepelerde yaşadıkları güzel anıların ruhlarını geliştirdiklerini düşünür, bu anıları onlara hatırlatması için buldukları tüy, yaprak, ağaç kabuğu gibi şeyleri mızraklarının ucuna geçirirlerdi. Bu mızrağa “Sulde” yani ruh sancağı derlerdi. Her bir savaşçının bir ruh sancağı vardı ve gittikleri her yere de beraberlerinde götürürlerdi.

Suldelerini, ucu yaşam veren güneşi ve sonsuz gökyüzünü gösterecek şekilde çadırlarının yanına dikerlerdi. Ruh sancakları onların özlerinin, eşsiz ruhlarının, özgürlüklerinin ve atıldıkları maceraların birer sembolüydü. Sulde, rüzgarda dalgalandıkça ruhlarının huzur bulduğuna, yaşamın onları yeni maceralara çağırdığına, yaşadıkları her yeni macerayla da ruhlarının daha da gelişip olgunlaştığına inanırlardı.

Bozkırda rüzgârın ne yönden eseceği belli olmaz. Aynı şekilde yaşamın onları hangi fırsatlara davet edeceği, kaderlerinin onları nereye götüreceği ve maceranın ne şekilde sonuçlanacağının gizemi onlara heyecan verirdi.

Savaşçı ile ruh sancağı o kadar özdeşleşmişti ki savaşçı öldükten sonra bile ruhunun ruh sancağında yaşamaya devam ettiğine inanırlardı.

Hayat, kirlenme ile temizlenme arasında geçen bir zaman dilimidir. Hatalar yapar ve sonra da sonuçlarını düzeltmeye çalışırız. Bu döngü sürekli devam eder.

Her birimizin bir ruh sancağı var. Zamanımızı, emeğimizi verdiğimiz, içine ruhumuzu kattığımız, özümüzü simgeleyen, yaparken değer kattığımız bir şeyler. Ve yaşamın sonsuz bilinmezlikleri içinde yolumuz üzerinde doğru yönde bulunma mücadelesi içindeyiz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız her işle, her projeyle, kurduğumuz her iletişimle kendi ruh sancağımıza bir tüy daha ilave ediyoruz. Hatalarımız, pişmanlıklarımız, düzeltmeye çalıştığımız yanlarımız, yediğimiz kazıklar ya da yapmış olmaktan gurur duyduğumuz her bir şey yolculuğumuzda bize bir şeyler katıyor, ruh sancağımızı daha da olgunlaştırıyor. Ve bizi bir sonraki gizemli maceraya davet ediyor. Ama bir önceki maceradan çok daha güçlü, çok daha farkında ve çok daha fazla kazanımla…

Kaynak: Cengiz Han – Jack Weatherford (Kronik Yayınları)

No Comments

Reply