JULIUS CAESAR – LİDERLİK HATALARI – (BÖLÜM I)
Bugün 15 Mart. Liderlik hikayelerinin ana kahramanlarından Julius Cesar’ın bir grup senatör tarafından, 23 bıçak darbesiyle öldürülmesinin 2068. yıldönümü.
Tarihin bu çok önemli liderlik figürü kendisinin sonunu getiren hangi liderlik hatalarını yaptı? İş dünyasında biz yöneticilerin çıkartması gereken çok ders var:
* Çevrenizdeki insanlara değersiz ve yetersiz hissettirmeyin.
* Durum değerlendirmesi yaparken kişi – konu, duygu-düşünce ayırımlarını çok iyi yapabilmeniz gerek. Böylelikle yerinde ve zamanında esnek şekilde pozisyon almakta zorluk çekmez, insanlarla uyumlanma beceriniz sayesinde üstenci bir tavır sergilediğiniz şeklindeki algılara da engel olabilirsiniz.
* Lideri olmayan bir organizasyon olmadığı gibi, organizasyonunun desteğini alamayan bir lider de düşünülemez. Yönettiğiniz şirket ve organizasyonun ihtiyaçlarını iyi okumanız gerek. İnsanlar ilk önce liderin kararlarını, sonra da varlık nedenini sorgularlar. Bu ikisi arasında bazen 2 saniye bazen de Caesar’da olduğu gibi 5 yıl zaman vardır. Aradaki farkı belirleyen de sizin liderlik kredibilitenizdir.
* Tablodaki hassas dengeleri görmeye, söylenenlerden söylenmeyenleri duymaya çalışın. Caesar’ın en büyük hatası da içinde bulunduğu ortamdaki dengeleri okuyamamasıydı. İnsanlarla iyi ilişkiler ve güçlü bağlar kurmuştu ancak değişen ilişki dengelerini göremedi.
* Caesar’ın bir başka büyük hatası sevdiği insanlara merhamet bağışlamayı bir güç unsuru olarak kullanmasıydı. “Ne olursan ol yine de gel” anlayışı bilgece bir yaklaşımdır. İnsanlar, onun kendilerine merhamet bağışlaması karşısında kendilerini ezilmiş hissediyordu ve ondan nefret ediyorlardı. Kendisi sevdiği insanları affedip kin gütmeme özelliğine sahipti ve herkesi de böyle sanıyordu.
*Caesar’ın en büyük hatası “İnsanların beni sevmemesi için bir neden göremiyorum?” düşüncesiydi. Aslında duygu okuma konusunda gerçek bir uzman olsa da kendisini o kadar muhteşem görüyordu ki insanların kendisinden nefret etmeleri için bir neden olmadığına inanıyordu. Narsistliği, gerçek tabloyu okumasının önüne geçti.
*Caesar’ın bir diğer büyük hatası insanlara yaptığı iyilikler nedeniyle vefa beklemesiydi. Halbuki Baltasar Gracian’ın dediği gibi sıkılmış bir portakal altın tepsiden çöpe gider, suyu içen çeşmeye arkasını döner. Ve vefa taşınması en ağır ama sırtından atılması da bir o kadar kolay bir yüktür. Saygı – beklenti – sevgi dengesini bir liderlik enstrümanı olarak iyi kuramadı.
* Bir strateji ustası olmasına rağmen kör noktasında kalan şeyler olmuştu. Bazı yöneticiler yukarıyı, bazıları ise alt kadroları kadrajına alma hatası yapar. Caesar da aynı hatayı yapmış, alt tabakayı önceliklendirmiş ama yukarıyı yani Roma’nın asillerini göz ardı etmiş.
*Caesar, insanlara güç, para, statü ve popülerlik vererek onların güven ve saygısını kazanacağını düşündü. Ama bunları insanlara yeri ve zamanında stratejik olarak vermek yerine gelişi güzel dağıtmasının sonucu ağır oldu. Çünkü bunlara ulaşan insanlar, Caesara baktıkça eski çaresizliklerini, sefil günlerini hatırlıyorlardı. Bu şekilde yaşamaları imkansızdı. Piyangodan büyük ikramiye kazanan, ilk önce yaşadığı mahalleden taşınır.
*Caesar’ın bir diğer büyük hatası da duygusal manipülasyona açık olması. Duygular devreye girdiğinde sağlıklı düşünemiyor. Aslında kendisi de bu özelliğinin farkında ama yaşam boyu bunu geliştirmeye çalışsa da bazen bir arpa boyu yol gidemediği durumlar oluyor. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
*Caesar’ın başka bir hatası işleri delege edebileceği çekirdek bir yönetim ekibinin olmaması Ekip bilinci oturtmak konusunda çok iyi olmasına rağmen kendisinin çekirdek bir yönetim ekibi yok aslında. Örneğin Cengizhan’ın bir ekibi var. 11 yaşından beri zor durumdayken kendisine yardım eden herkesi etrafında toplamış. Dünyayı ele geçirirken de bundan faydalanmış. Ama Caesar’ın bir ekibi yok.
Bunlar hataları. Ama deha olduğu konular da var: Duygusal dayanıklılık, araziyi okumak, ekibe momentum kazandırmak, belirsizlik yönetimi, ekip olma bilinci vermek, yerinde ve zamanında risk almak, üst düzey iletişim becerileri, insanlarla bağ kurmak, inisiyatif almak, zayıfları koruma bilinci.