16
Kas

0

Başarının Yolu: İletişim Sırları

Bir insanın hayatta istediğini elde edebilmesi için çevresindeki insanlarla iyi bir iletişim kurması gerekir. Özellikle iş hayatında başarının yolu iletişim sırrında gizlidir.Her gün yüzlerce insanla iletişim içinde olmamıza rağmen, çoğu insan için iletişim, sırlarla doludur.

Son yıllarda Avrupa genelinde yapılan bir araştırmaya göre, iş hayatında ikili ilişkilerin en yüksek seviyede belirleyici olduğu 3 ülkeden biri Türkiye’dir.Şu durumda her adayın iş tecrübesi, bilgi birikim ve donanımının denk düzeylerde olduğu varsayılan bir iş ortamında da, ilişki yönetimi bir üst pozisyona yükselmek için tüm çıplaklığıyla ön plana çıkmaktadır.
Diğer taraftan ilişkilerimizi iyi tutmamız gerektiğini, network ağımızdaki insanlarla yollarımızın bir gün bir yerlerde kesişebileceğini bilmemize rağmen, yine de çoğu zaman en yakınımızdakilerle bile ilişkilerimizi yönetmekte başarılı olamayız.Bazen anlaşılmadığımızı düşünür, karşımızdaki insanın çok farklı bir frekansta olduğu hissine kapılırız. Ve özellikle karşımızdaki insan amirimizse, bu durum, hak ettiğimiz terfileri rakiplerimize kaptırmamıza bile sebep olur.

Hiçbir şey için geç değil, ilk terfi döneminde hak ettiğiniz bir üst pozisyonu alabilirsiniz. Ya da çevrenizde çok sevilip saygı duyulan bir insan haline gelebilirsiniz. Üstelik bunun için dikkat etmeniz gereken çok basit birkaç püf noktası var. Uzun kurs programlarına yazılmaya veya geç saatlere kadar mesailere kalmanıza da gerek yok.

Ego durumunun Farkındalığı:

Önemli bir psikoloji ekolü olan Transaksiyonel Analiz’in kurucusu Dr. EricBerne (1910-1970) Principles Of GroupTreatment, kitabında üç ego durumundan bahseder. Bunlar Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk Egolardır. Her iki insan arasındaki tüm diyaloglar, bu üç egodan biri ile gerçekleştirilir. Tüm iletişim kopuklukları ve anlaşmazlıklar, insanların birbirleriyle farklı ego durumlarıyla iletişim kurmalarından kaynaklanır.

Gün içinde birçok defa girip çıktığı bu ego durumlarının kişi tarafından farkında olunması, kişinin kendisini anlaması ve diğer insanlarla kurduğu iletişimde oldukça önemlidir.
Çevremizdeki insanları uyarıp onları eleştiriyorsak veya onları destekler mahiyette söz ve davranışlarda bulunuyorsak o an Ebeveyn Egodayız demektir. Dedikodu yapmak, birini kınamak veya karşımızda bir çocuk varmışçasına azarlamak, ona öfkelenmek, bu egonun sonuçlarıdır.

Üzülme, sevinme, coşku, neşe, mutluluk, panik, korku, endişe gibi herhangi bir duyguyu yaşadığımız bir anda, Çocuk Egodayız demektir. Çocuk ego yaşama sevinci, yaşamdan alınan keyif ve yaşama olan bağlılığı sağlar. Ama diğer taraftan kişinin önemli bir sunum öncesinde yaşadığı yoğun heyecan ve stres, başarısızlık kaygısı da Çocuk Egodan kaynaklanır. Tıpkı hata yaptığında anne-babası veya öğretmenlerinin kendisini eleştirmesi gibi o önemli sunum esnasında, karşısındaki insanların eleştirilerine maruz kalacağını düşünüyor olabilir.

Yetişkin Ego ise, düşünen ve nesnel bir şekilde sorunlara çözüm arayan yanımızdır. Ne eleştirel anlamda, ne de herhangi bir duyguyla, tamamen objektif olarak doğru verileri toplayıp, bu veriler doğrultusunda mantıklı kararlar veren egodur.Ebeveyn ve Çocuk Egolar, çocukluğumuzdan getirdiğimiz duygu ve davranış şekli olmasına rağmen, Yetişkin Ego şimdi ve bugüne aittir.

Peki, bu bilgiyi nasıl kullanacağız?

Size gelen iletişim cümlesine, sizden istendiği ego şekilde cevap vermeniz gerekir.
Örneğinraporunuzda bir hata gören amirinizin size, Ebeveyn egodan azarlar bir şekilde “yine raporda bir hata yapmışsın” demesi, sizin pişmanlığınızı görüp sizden özür beklemesi anlamındadır. Buna karşılık, sizin de cevabınızın Ebeveyn egodan gitmesi sorun yaratacaktır. “Herkes hata yapıyor, geçen haftada siz yapmıştınız” örneğinde olduğu gibi. Çünkü duruma bu şekilde yaklaşım gösteren amiriniz sizin Çocuk egonuzla konuşmak istiyordur. Sizdengelen Ebeveyn Ego cevabı ise iletişimin kopmasına sebep olacaktır.
Diğer taraftan Çocuk egodan cevap verirseniz de azarlanma ihtimaliniz olacaktır. Endişeli bir ifadeyle verilen “Haklısınız efendim, bu hatayı nasıl yaptım anlamadım” cevabında olduğu gibi.İş hayatının dili sakin bir tavırla kullanılan Yetişkin Egodur. Böyle bir durumda Yetişkin Egodan vereceğiniz bir cevap, diyaloğun uzayıp istenmeyen yerlere gitmesine engel olacaktır. Sakin bir tavırla söylenecek “rakamları gördüm, şu anda onunla ilgileniyorum” cümlesi gibi.

Diğer taraftan size Yetişkin egodan gelen bir iletişime Çocuk Egodan cevap vermeniz sizi ciddiyetsiz gösterecektir.
Ya da Yetişkin egodan, Yetişkin egoya giden “Cuma günkü toplantıda son ayın raporlarını değerlendirebiliriz” sözüne karşılık, Ebeveyn egodan giden “o raporların sorumlusu ben miyim?” şeklindeki bir cevap, pek tabi ki istenen bir cevap değildir. Bunun yerine Yetişkinden Yetişkine sakin bir ses tonuyla verilen “satış raporlarının sorumlusunun bu bilgiye ulaşmasını sağlayacağım” cevabı ise diyaloğu başarılı bir şekilde sürdüreceği gibi herhangi bir olası psikolojik oyunun da önüne geçecektir.
Bazen de karşınızdaki kişi, sizin Ebeveyn egonuzla konuşmak, örneğin dedikodu yapmak ister. Bu da iş ortamında sık görülen bir iletişim türüdür. O durumda da Yetişkin Egodan verdiğiniz bir cevap, iletişimi sona erdirecektir. “İş ortamında dedikodunun kurumlara zarar verdiği ile ilgili bir makale okumuştum”, cevabında olduğu gibi. O arkadaşınız bir daha size dedikodu malzemesi getirmeyecektir. Ama siz de bu cevabınızla, iletişim kurulması zor bir insan veya üstenci yaklaşım sergileyen biri olarak görülebilirsiniz.
Hakkınızda oluşacak algıyı ve dışarıya vermek istediğiniz imajı yönetebilmek için ego durumlarından faydalanabilirsiniz.

O an, hangi egoda olduğunuzu anlamaya çalışmak ve anlık duygu durumunuzun farkındalığında olmak, duygularınızı kontrol altına alıp yönetmenizde de yardımcı olacaktır.
Aynı şekilde diğer insanların hangi egoda olduklarını bilmek de iletişim kazalarının önüne geçecektir. Bu, onlarla istenilen şekilde iletişim kurulabilmesinin ve onların duygularının anlaşılmasının da önünü açacaktır.

No Comments

Reply