16
Kas

0

Öfkeden Faydalanma Rehberi

Özellikle iş hayatında istediğimiz şeylere ulaşıp ulaşamamamızı belirleyen bazı kader anları vardır. Bu kader anlarında çoğu zaman bizi yöneten ve koşulların kurbanı yapan şey, öfkeduygumuzdur. İnsana ait olan her şey gibi öfke de iyi bir amaç için kullanılabildiği gibi kötü ve istenmeyen sonuçlara da sebep olabilir. Öfkemizden zarar görmek yerine, iş hayatında ondan faydalanabiliriz.

Paçalarınızı dizlerinize kadar sıvamış, sakin akan bir derenin içinde yürüyorsunuz. Çok mutlusunuz. Suyun sesi, serinliği ve doğayla bütünleşmek size huzur veriyor. Derken yukarıdan size doğru gelen bir sel görüyorsunuz. Önüne çıkan her şeyi yutan, güçlü ve çılgın bu sel suyunun az sonra da size ulaşacağını biliyorsunuz. Bu taşkın su, duygularımız içinde en yıkıcı etkileri olan “öfkeye” benzetilebilir. Önlenemez, engel olunamaz, bastırılamaz ve ne zaman ortaya çıkacağı önceden bilinemediği için önlem alınamaz. Ve tıpkı bu sel gibi öfkenin de, yola çıktıktan sonra durdurulması zordur. Ancak bu duygu seli yönetilebilir ve hatta onun gücünden faydalanılabilir.

Çünkü insan olmanın en ayırt edici özelliği duyguları değerlendirebilme ve koşulların kurbanı olmak yerine, tepkiyi seçebilme yetisidir.

Öfkemizi yönetebilmemiz ve bu yıkıcı gücü iş hayatında faydalı bir enerjiye dönüştürebilmemiz için 5 adımlık bir yol izleyebiliriz.

  1. Kaynağın Farkındalığı:Öfke, yapmak istenen bir şeye müdahale ile ortaya çıkan güçlü bir duygudur. Aristo, öfkenin kaynağı olarak küçümsenme, saygısızlığa uğrama, bir şeyden mahrum edilme ve zarar görmeyi göstermiştir.
    Ayağımıza diken battığında vücudumuzun sigorta sistemi devreye girer ve bir uyarı sinyali gönderir. Buna acı hissetmek diyoruz, içerdiği mesaj ise: “Tehlikedesin ve öncelikli çözüm bekleyen bir sorunun var,” şeklindedir.
    Öfke de duygularımız tarafından gönderilen ve sınırlarımızın ihlal edildiğine dair mesaj yüklü bir uyarı sinyalidir.Öfkeden kaçınmak, onu görmezden gelmek veya tepki vermek yerine öncelikle onu dinlemek gerekir. Bize ne söylüyor olabilir?
    Bir duyguyu yönetebilmenin ilk adımı, duygunun kaynağının farkında olmaktır. Öfkeniz, bir başka duyguyu maskeliyor olabilir mi? İnsanlar acı, üzüntü, stres, suçluluk duygusu, değersizlik, utanç ve zayıflık gibi baş edilmesi zorolan başka duyguları bastırmak için öfkeyi kullanabilir. Öfkenin temelinde yatan bu duygunun fark edilmesiyle öfkenin düzenlenmesi için önemli bir adım atılmış olur.
    Ya da öfkeniz, bir şeye ulaşmak, insanları kontrol etmek veya onların üzerlerinde baskı kurmak için kullandığınız bir duygu olabilir mi?
    Veya öfkeniz, geçmişten gelen duygusal bir yaradan kaynaklanıyor olabilir mi? Çünkü geçmişte yaşanılan olaylar unutulsa da,olay yaşanırken hissedilen duygular, duygusal hafızada yerini korur ve benzer durumlarda kendini gösterir.
    Bu duygu selinin kaynağını bilirseniz, onu yönetip düzenleme ve hatta ondan faydalanma seçenekleri oluşabilir. Ve bir gün gelir bu farkındalık, kariyerinize hizmet edebilir.
  2. Zamanlama:İş hayatında çalışanlardan bir olay karşısında doğru zamanda, doğru tepkiyi vermeleri beklenir. Bu durum, özellikle iyi bir liderin önemli özellikleri arasındadır. Eğer öfkesi anlık olarak parlayan biriyseniz bu sorunu çözmenin bir yolunu bulmalısınız. Çok bilinen 10’a kadar sayma veya bir mola verme yöntemleri size yardımcı olabilir. Eğer sonraki aşamalara geçmek için kendinizi hazır hissetmiyorsanız, bir mola verin. Bu, duygunuzla aranıza mesafe koymaya, sıcak olan öfkenin soğumasına yardımcı olabilir.Tekrar eden ve çözüm yolunda mesafe alamadığınız bir sorun ise profesyonel destek almak, bir çözüm olarak görülebilir.
  3. Öfkeyi Nezaketle Dengelemek. Öfke-nezaket dengesi, yıkıcı ve yakıcı olan öfkeye yapıcı ve fayda sağlayan bir yön verebilir. Bu da söylediklerinizden çok, bunu nasıl söylediğinizin önemli olduğu gerçeğine dayanır. Burada en önemli nokta makul ölçüde sakinliktir.Kelimeleriniz özenle seçilmiş olabilir, ancak en masum kelimeler bile uygun sakinlik içermediğinde çok daha büyük sorunlara yol açabilir. En basit “Saat kaç” cümlesi bile, ses tonunuz, beden diliniz, mimikleriniz ve sözün kullanım zamanlamasına göre çok farklı anlamlarda yorumlanabilir. Bu nedenle makul ölçüde sakinlik ve nezaket, duygu ve düşüncelerinizi aktarırken size ve kariyerinize fayda sağlaması için büyük önem taşır.
    Burada cevap aranması gereken en önemli sorular;
    “Siz gerçekte ne istiyorsunuz?”
    “Şu an bu hissettiğiniz duygu sizin bu amacınıza nasıl hizmet ediyor?”
    “Amacınıza ulaşmak için size yardımcı olan bir duygu mu?”
    “Öfkenizi nezaketle dengelemek dışında seçenekleriniz nelerdir? Bu seçenekler sizin kariyer planlarınıza hizmet ediyor mu?”
    “Etmiyorsa sizi bekleyen daha büyük tehlikeler neler olabilir? Bunlara için nasıl önlemler alınabilir, bunlarla nasıl baş edeceksiniz?”
  4. Dinlemek. Karşınızdaki insanla açık iletişime geçerek, onu dinleyerek, onun bakış açısını öğrenmiş olursunuz. Aslında çoğumuzun yaptığı şey, anlamaktan çok anlaşılmayı beklememizdir. Belki de karşınızdaki insanın davranışına sizin bir söz veya davranışınız sebep olmuş olabilir. Belki de özür dilemesi gereken siz olabilirsiniz. Ve bunu,karşınızdakini dinlemeden nasıl fark edebilirsiniz?
  5. Duygunun Sözcüklerle İfade Edilmesi.Çoğumuz öfkemizi bastırmayı, görmezden gelmeyi ya da doğrudan karşımızdaki insana yansıtmayı tercih ederiz. Bunun yerine karşı tarafı kırmadan, utandırmadan, küçümsemeden ve kontrol etmeye çalışmadan “ben odaklı” cümlelerle hissedilen duygunun ifade edilmesi çok daha büyük fayda sağlar.İş hayatındaki pozisyonunuz, karşınızdaki insanın statüsü ve onun duygu durumuna göre uygun zamanda, uygun cümlelerle ve nezaketle dengeleyerek duygunuzu ifade edebilirsiniz.

Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, duygunun kelimelerle ifade edilmesi için öncelikle sakinve nezaket sahibi olduğunuzdan emin olmanız gerekir.
Duygunun kelimelerle ifade edilmesinin bir faydası yaşanmakta olan duygunun kabullenilmesidir. Bir duyguyu kabullendiğimizde de, o duygunun bize hizmet edip etmeyeceğinin farkındalığı na varabiliriz.

Bir duyguyu kelimelerle ifade etmenin ikinci faydası ise duyguyla aramıza mesafe koymayı sağlamasıdır. Duyguyu yaşarken sözcüklerle tanımlama yaptığımızda “Öfkeli hisseden ben” ile “Öfke duygusu” arasına bir mesafe koymuş oluruz. Bu mesafe de o an için öfkeyi objektif olarak gözlemleyip, değerlendirmemizeve uygun tepkiyi seçebilmemize imkân tanıyabilir.
Üçüncü olarak, öfkenin ifade edilmesi kırgınlık, gücenme, kin gibi olumsuz duyguların birikmesinin önüne geçer.

Dördüncüsü,öfkenin kelimelerle ifade edilmesiyle, kendimiz ve karşımızdaki insanla ilgili sağlıksız ve hatalı varsayımlarımızın farkına varabiliriz. Örneğin, çoğu durumda karşımızdaki insanın davranışları konusunda beklenti içinde oluruz. Karşımızdakinden bu davranışı göremeyince de öfkelenir, varsayımda bulunma mekanizmamızı istem dışı olarak harekete geçiririz. Veya karşımızdaki insanın niyeti ile ilgili yanlış ama yine de kesin düşüncelerimiz vardır. Duygumuzu dile getirerek kurduğumuz açık iletişim, bu varsayım ve hatalı düşünceleri üretmemizin önüne geçecektir.Ayrıca duygu durumumuzu da karşımızdaki insana ifade etmiş oluruz.

Beşincisi, öfkenizi ifade etmeyi öğrenip bunun alışkanlığını kazanmak, korkumuzu azaltıp özgüvenimizin yükselmesine yardımcı olabilir. Çünkü artık benzer durumlarda nasıl hareket etmemiz gerektiğiniz biliyoruzdur.
Altıncısı, sonradan pişman olacağımız bir söz ve davranışta bulunmamış oluruz.
Yedincisi, bastırılan veya görmezden gelinen öfke, kaygı, endişe ve depresyonun yanı sıra fiziksel sağlık sorunlarına da yol açabilir. Uygun bir yolla ifade edilen öfke ile tüm bu risklerin de önüne geçilmiş olur.

Yaşam sanatı ustaları binlerce yıldır güce karşı koymak yerine onun enerjisinden faydalanmayı ve güçle birlikte akmayı tavsiye eder. Öfke, en güçlü ve yıkıcı duygulardan biridir. Öfkeye karşı mücadele etmek, onu bastırmakveya esiri olmak yerine onun ve etkilerinin farkında olursak, durumu ve şartları lehimize çevirebiliriz.Tüm bunlar iş hayatında hakkımızda oluşacak algıyı yönetebilmemize yardımcı olur. Ayrıca içsel gücümüzün yıkıcı ve yapıcı yönlerinin ve bunların sonuçlarının farkındalığıyla, benzer durumlarda tepkimizi seçme yetisi kazanabiliriz. Ve sonuçta öfkemizden zarar görmek yerine, kariyer hayatımızda ondan faydalanabiliriz.

Kaynak: Duygu Odaklı Terapi-Danışanlara Duygu Koçluğu Yapmak, Greenberg, Leslie S, Çeviri: Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, Nobel Akademik Yayınları, Şubat 2018, Ankara

No Comments

Reply